Muhtemelen Daha Önce Hiç Görmediğiniz Bu Uçağın Burnu, Neden Palyaçoyu Anımsatacak Bir Tasarıma Sahiptir?
EL/M-2075 Phalcon; Boeing 707, Boeing 747, Boeing 767, C-130 ve Airbus gibi farklı tipteki uçaklara monte edilebilir.
Peki bu sistem ve tasarımın arkasında nasıl bir sır perdesi gizlidir?
EL/M-2075 Phalcon âdeta bir teknoloji harikasıdır.
Havadan gözetleme, kontrol, komuta ve iletişim yetenekleri sağlayan gelişmiş bir sistemle donatılmıştır. Phalcon’un geliştirilmesinin kökenleri, İsrail’in mevcut E-2C Hawkeye uçağını daha kusursuz bir hâle getirmek için bir AEW&C sistemine ihtiyaç duyduğu 1980’lere dek uzanır.
Phalcon, uçağın üzerinde büyük bir kubbeye monte edilmiş döner risk radarı kullanan geleneksel AEW&C sistemlerinden farklı olarak, gelişmiş bir radar kullanır.
Sabit bir anten kaportasında yer alan bu radar, sisteme çok sayıda hedefi takip etme yeteneği başta olmak üzere birçok avantaj sağlar.
Aslında Phalcon sistemiyle donatılan ilk uçak, Boeing 707’dir.
Boeing 707’nin menzili ve boyutu göz önüne alındığında Phalcon sisteminin bu uçakta denenmesi oldukça mantıklıdır. Zamanla bu sistem, C-130 Hercules ve Ilyushin II-76 gibi farklı uçaklara da kurularak farklı platformlara da uyarlanır.
Phalcon sistemi, zamanla dünya çapında yaygın bir kullanıma sahip olur ve Şili, Hindistan ve İsrail gibi ülkelerin de dikkatini çeker. Küresel anlamdaki bu kullanım ise Phalcon’un yeteneklerinin ve modern savaş senaryolarındaki geçerliliğinin bir kanıtı olarak görülür.
Peki bu sistem, daha farklı hangi yeteneklere sahiptir?
Phalcon’un temelinde, sistemin uzun mesafeden havadaki ve yüzeydeki hedefleri tespit etmesini ve izlemesini sağlayan gelişmiş bir sensör paketi ve radar bulunur.
Sistem, birden fazla tehdidi aynı anda yönetebilir ve bunlara öncelik verebilir. Yine farklı birimler ve platformlar arasındaki eylemlerin komuta edilmesine de olanak sağlar.
Ayrıca Phalcon, radarın yanı sıra bir dizi farklı sensör ve elektronik sistemle de donatılmıştır. Bu sistem, düşman radarını ve iletişim sinyallerini tespit edip analiz eder.
Özetle bu sistem, tüm bu özellikleri sayesinde ortak operasyonların genel etkinliğini arttırır ve entegre edildiği uçağın, güçlü bir kuvvet çarpanı hâline gelmesine olanak sağlar.
İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz:
